2021 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilerek yasalaşan İklim Kanunu, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadeledeki kararlılığını göstermekte önemli bir adım olarak öne çıkıyor. 2000’li yılların başından beri iklim değişikliği konusunda küresel anlamda artan farkındalıkla beraber, Türkiye de bu süreçte uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye yönelik adımlar atıyor. Peki, İklim Kanunu 2025'te neleri değiştirecek? Yasa ne zaman yürürlüğe girecek? Gelin, bu konulara daha yakından bakalım.
İklim Kanunu, Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadele etme çabalarını yasal bir çerçeveye kavuşturan bir yasadır. Bu yasa ile iklim politikaları, emisyon azaltma hedefleri ve sürdürülebilir kalkınma stratejileri belirlenmekte ve uygulanmaktadır. Kanunun temel amacı, sera gazı emisyonlarını azaltmak, enerji verimliliğini artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmektir. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkilerine karşı hazırlanmayı ve adaptasyonu sağlamak da oldukça önemli hedefler arasında yer almaktadır.
Bu kapsamda, İklim Kanunu'nun en önemli maddelerinden biri, Türkiye'nin 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 2018 seviyelerine göre yüzde 21 oranında azaltma hedefidir. 2053 yılı ise Türkiye için karbon salınımsız bir ülke olma hedefine ulaşmanın planlandığı bir tarih olarak belirlenmiştir. Bu hedefler, Paris İklim Anlaşması çerçevesinde uluslararası taahhütlerle örtüşmektedir.
2025 yılı itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanan İklim Kanunu maddeleri, enerjiden ulaşım sektörüne, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda köklü değişiklikleri beraberinde getirecek. İşte bu maddelerin öne çıkan başlıkları:
1. **Karbon Fiyatı ve Ticaret Sistemleri:** 2025 itibarıyla, sera gazı emisyonlarının azaltılması için karbon fiyatlandırma sistemlerinin devreye alınması bekleniyor. Bu sistem, sanayi tesislerinin belirli bir emisyon hakkı almasını ve bu hakların alınıp satılabilmesini sağlayacak. Bu sayede, işletmelerin daha çevre dostu üretim yöntemlerine yönelmeleri teşvik edilecek.
2. **Yenilenebilir Enerji Teşvikleri:** Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü yenilenebilir kaynaklardan karşılaması hedefleniyor. 2025 ve sonrasında, güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarına yönelik teşviklerin artırılması ve bu alanlarda yeni projelerin geliştirilmesi teşvik edilecek. Ayrıca, enerji verimliliği projeleri, sanayi ve ticaret alanlarında daha fazla destek bulacak.
3. **Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları:** Tarım sektörü, sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağı olduğu için, bu alanda da ciddi adımlar atılmasını beklemek mümkün. Organik tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, su tasarrufu ile ilgili projelerin desteklenmesi ve tarımsal ürünlerin çevre dostu yetiştirilmesi teşvik edilecek. Bu tür uygulamalar, hem gıda güvenliğine katkı sağlayacak hem de çevresel etkileri azaltacaktır.
4. **Ulaşımda Sıfır Emisyon Hedefleri:** 2025 yılı itibarıyla, ulaşım sektöründe sıfır emisyon hedefi ile elektrikli araç kullanımının teşvik edilmesi planlanıyor. Şehir içi ulaşımda toplu taşıma sistemlerine yapılan yatırımların artırılması ve bisiklet yollarının yaygınlaştırılması hedefleniyor. Bu sayede, kentlerdeki hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik önemli adımlar atılacak.
5. **İklim Değişikliği Eylem Planı:** İklim Kanunu çerçevesinde, her bir sektörde uygulanacak İklim Değişikliği Eylem Planları oluşturulması zorunlu hale getirilecektir. Bu planlar, sektörel bazda hedeflerin belirlenmesini ve izlenmesini sağlayan bir çerçeve oluşturacaktır.
Sonuç olarak, İklim Kanunu'nun 2025'te yürürlüğe girecek maddeleri, Türkiye'nin sürdürülebilir bir gelecek için atacağı adımların bel kemiğini oluşturuyor. Bu yasa, sadece çevre dostu politikaların uygulanması değil, aynı zamanda ekonominin sürdürülebilir bir şekilde büyümesi için gerekli olan alt yapının inşası açısından da büyük bir önem taşıyor. Tüm bu maddelerin başarıyla hayata geçirilmesi, Türkiye’nin iklim krizine karşı mücadeledeki kararlılığını pekiştirecektir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma hedefi doğrultusunda, bu yasal çerçevenin hayata geçirilmesi için toplumsal destek ve iş birliği büyük önem arz ediyor.