Adana'da, bir adamın sokak ortasında eşini bıçaklaması olayı, hem yerel hem ulusal basında geniş yankı uyandırdı. Gerçekleşen bu olayda, bıçaklanan kadının hayati tehlikesinin olmaması bir nebze olsun rahatlama sağlarken, failin pişmanlık gösterdiği belirtiliyor. Tüm yaşananlar, mahkeme süreçlerinde indirimli ceza kararının alınmasına neden oldu.
Olay, gece saatlerinde Adana'nın merkezinde meydana geldi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, çift arasında başlayan tartışma aniden şiddete dönüştü. Bıçakla eşine saldıran fail, çevredeki vatandaşların durumu bildirmesi üzerine hızla gözaltına alındı. Olay yerine ulaşan sağlık ekipleri, yaralı kadını hastaneye kaldırdı. Kadının yaralanmasının ardında, 112 Acil Servis ekipleri, bıçakla yaralanmanın yaşandığı yerin hemen çevresini güvenlik şeridiyle kapatarak inceleme başlattı.
Failin pişmanlık duyduğunu, cürümünden dolayı derin bir üzüntü içinde olduğunu ifade etmesi, duruşmadaki en dikkat çeken unsurlardan biri oldu. Hakim, bunun üzerine söz konusu mahkeme cezalarında indirim uyguladı. Ceza indirimine sebep olan faktörler arasında, failin samimi bir şekilde özür dilemesi ve pişmanlık duyması, aynı zamanda bıçaklama olayının kasten değil, anlık bir öfke patlaması sonucu gerçekleşmiş olması gösterildi.
Mahkemede, şiddetin önlenmesi adına “çocuk ve kadınlarda yaşanan aile içi şiddet” konusunun daha çok gündeme getirilmesi ve toplumda bu konunun farkındalığının artırılması gerektiği vurgulandı. Uzmanlara göre, aile içi şiddet vakalarının artış göstermesi, toplumsal ve ekonomik sebeplere dayanan bir sorunun parçasıdır. Mahkeme yetkilileri, bu tür olayların önüne geçebilmek için toplumda aktif bir şekilde çalışmaları gerektiğine inanıyor.
Hukukçular, verilen indirim kararının toplumda nasıl karşılanacağı, failin pişmanlık durumu ve sosyal medyada oluşturduğu tartışmalarla birlikte, bu durumun ilerleyen günlerde nasıl gelişeceği konusunda belirsizlik yarattığını açıkladı. Bu tür davalarda, mahkeme tarafından gösterilen pişmanlık ve davranış değişimlerinin, ceza indirimine yol açabileceği gerçeği, toplumda şiddete dair bir risk oluşturuyor. Peki, bu tür olayların temellerinde yatan psikolojik ve sosyolojik nedenler nelerdir? Toplum olarak neler yapmalıyız?
Adaletin sağlandığı, ancak pişmanlığın doğuracağı indirimlerin gelecekte benzer olayların tekrarı için bir cesaret kaynağı olup olmadığını ise zaman gösterecek. Yaşanan olay, toplumun aile içi şiddetle olan mücadelesinde ne denli etkin olmamız gerektiğini gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, her birey, birbirine saygılı ve sevgi dolu bir yaşam alanında hak ettiği değeri bulmalı.
Bıçaklanan kadının sağlık durumu şimdilik iyi, ancak yaşanan olayın kimyası ve getirdiği provo kuralına ilişkin soru işaretleri üzerinde durulması gerekenler arasında yer alıyor. Olay, hem Adana'da hem de Türkiye genelinde aile içi şiddet ile ilgili farkındalık yaratılması adına önemli bir kilometre taşı olurken, bilinçlenme ve tedbir almak adına nelerin yapılacağı konusunda düşünülmesi gereken tartışmaları gündeme getirdi. Bu tür şiddet olayları, sadece failler ve mağdurlar için değil, aynı zamanda toplumun bütün kesimleri için kıymetli dersler çıkarılması gereken tecrübelerdir. Ümit etmekteyiz ki, toplum bu tür olaylarla gereken önlemleri alacak ve benzer acı hikayelerle bir daha karşılaşmak zorunda kalmayacak.